









İrfan Çelik
İrfan Çelik 15 Nisan 1950’de Yerköy'ün Koycü köyünde orta halli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. İlk ve Orta eğitimini, sonradan taşındıkları Yerköy'de tamamladı. Parasız yatılı olarak Tokat İlk öğretmen okulunda devam ettirdiği eğitimini, İzmir Yüksek Öğretmen Okulu'nda okuduğu bir yılın ardında, İstanbul Fen Fakültesi, Matematik-Astronomi bölümü ikinci sınıfında noktaladı.
Devrimci düşünceyle yüksek öğrenim döneminde tanıştı. 1968'i izleyen devrimci kabarış yıllarında gençliğin anti-faşist, anti-emperyalist mücadelesinde yer aldı. Dev-Genç üyesi olarak, ilk başlarda THKP-C sempatizanı, sonra PDA'nın gençlik içinde militan bir kadrosu oldu. 12 Mart döneminde çalışmalara profesyonel olarak katıldı. Marksist-Leninist teoriyi yoğun bir şekilde kavramayı sürdürdü. Filistin'e askeri bir kadro olarak yetişmesi için gönderildi.
Filistin’den dönüşünü izleyen aylar içinde İbrahim KAYPAKKAYA önderliğindeki Marksist-Leninist muhalefetle ilişkiye geçti ve onlara katıldı. Bir süre sonra örgütlenme çalışmaları için Mardin'e gitti ve Mart 1973'te yakalandı. Cezaevi yaşamını okuma, araştırma inceleme ile geçirdi. 74 affıyla dışarı çıktı.
1976 bölünmesiyle TKP(M-L) Hareketinin Önder kadroları arasında yer aldı. 12 Eylül darbesine kadar profesyonel devrimci çalışma içinde ve önder konumunda yoğun olarak yer aldı. 25 Haziran 1980’de yakalandı. Ağır işkencelere maruz kaldı. 12 Eylül darbesinden sonra, cezaevinde, ağır baskı ve tecrit ortamında yaşamını yitirdi.

Yaşamını anlattığım Bizim Çakır, bir ihtilalci; İrfan Çelik...Anadolu bozkırında Yozgatlı Yörük bir ailenin erkek evladı olarak 1950 yılında başladığı yaşam yürüyüşünü, 30 yaşında, Davutpaşa Askeri Tutukevinde, 12 Eylül'den sadece iki gün sonra, 14 Eylül'de bitirdi.30 yıllık yaşamını yazılmaya değer kılan neydi?Bu hayat; yirmisinden başlayarak emekçilere, ezilenlere, özgürlüğe, devrime ve sosyalizm özlemine adanmıştı.Öğrenciyken başladığı mücadeleci hayatı, işçilerin, yoksul ve topraksız köylülerin, Filistin ve Kürt halkının yanında; mitingler, boykotlar, grev ve gösterilerde, gerilla eylemlerinde, toplantılarda geçmişti. Nihayet böyle bir hayatı seçenlerin doğal "kaderi" onu da bulmuş; hayatı işkencede, zindanda mahkemede sürmüş; en sonunda boynuna geçmiş bir ip ilmeğinde sonlanmıştı...Hayatıyla, kavgasıyla, sevdasıyla; mücadeleci kişiliğiyle, erdemleriyle; ölümüyle bizimdi, Bizim Çakır...Ve bir ihtilalciydi; örnekti, önderdi...Genç kuşakların, ondan öğreneceği çok şey olduğuna inanıyorum.
Mukaddes Erdoğdu Çelik | Bizim Çakır Devrim Hamalı | Ceylan Yayınları

